Perde Denince...

İnsanlar perde dediklerinde aslında ne kadar önemli bir konuya eğildiklerinin çoğu zaman farkında bile olmazlar. Sadece perde dikmek değil, sadece pencereyi kapatmak hiç değil perde yapmak.
Eğer altmış tane parmağım olsaydı altmış tanesi de farklı olurdu...
Kişinin saçını tarayışıyla, giydiği ayakkabının şekliyle, kullandığı arabayla, mis gibi kokan parfümüyle, oturuşuyla, kalkışıyla... kısacası kişinin karakteriyle ve yaşam tarzıyla (life-style) doğru orantılıdır perde yapmak . Renklerle oynamaktır perde yapmak . Uyum içinde ahenkle bir armoni oluşturmaktır. Ev sahiplerinin hangi odayı hangi amaçla kullandığını doğru anlamak ve kumaşlarla bunu anlatmaktır perde yapmak .
Yalnız başına perdeyi çok iyi seçmek değildir perde yapmak . Mekanın perdeyi taşıması, ya da perdenin mekanı taşımasıyla da kesinlikle ve kesinlikle doğru orantılıdır perde yapmak ya da yakıştırmak.
Turuncu, beyaz, siyah, kırmızı, mor, lila, eflatun, taba, kahverengi, mavi, yeşil, sarı ve onlarcasının tonları... Hepsi güzel. Gökkuşağına baktığımda içim kıpırdanır ve heyacanlanırım; ama her yerde açan gökkuşağının renkleri ve armonisi hep farklı olmuştur. Amaç hep aynıgüzeli sunmak olsaydı, yağmur sonrası başımı göğe kaldırdığımda ne heyecan kalırdı ne de kıpırtı...
Yorum Disqus Google Facebook